Esterler ve Enjekte edilebilir Steroidler

Anabolizanlarla İlgili Sorularınız ve Bilgi Paylaşımlarını Yapabileceğiniz Alan

Esterler ve Enjekte edilebilir Steroidler

Mesajgönderen BoneCrusher » Pzr Eki 21, 2012 3:18 pm

Enjekte edilen steroidlerin adlari testosterone cypionate veya testosterone enanthate gibi “testosteron” ve ilave bir terimden olusur. Buradaki cypionate ve enanthate esterlerdir (karboksilik asitler). Esterler testosterone molekulunun 17-beta hidroksil grubuna baglanirlar ve steroidin aktif olma suresini uzatirlar. Ester eklenmesi steroidin suda cozunebilirl
igini azaltir ve yagda cozunebilirligini arttirir. Esterlestirilmis (esterified) molekul enjekte edildigi zaman kas dokusunda bir depozit olusturur (depot) ve bu depozit yavas yavas kana karisir. Ester zinciri ne kadar buyukse yagda cozunurluk de o kadar fazladir ve depozitin kana karismasi daha uzun surer. Molekul kana karistiktan sonra dolasimdaki enzimler ester zincirini ayristirirlar ve buna bagli olan hormon islevini gorebilecek hale gelir (estere bagliyken steroid etkisizdir).

Modern ilaclarda kullanilan bir cok degisik ester cesitleri vardir. Bunlar degisik zaman muddetinde bagli olduklari ilaclari dolasima salarlar. Mesela decaonate bagli oldugu molekulu dolasima 3-4 hafta boyunca yavas yavas salarken, acetate veya propionate esterler bunu sadece bir kac gun yapabilirler. Ester kullanimi daha seyrek enjeksiyonlarin kullanilabilmesini mumkun kilar. Suda cozunen saf testosterone enjeksiyonu hemen dolasima karistigi icin cok daha sIk kullanilmak zorundadir ve bu kullanicilar icin esterlestirilmis steroidlerin kullanimi gibi kolay degildir. Doz hesaplanirken esterin de toplam gramaja dahil edildigini gozonunde bulundurmak gerekli; ornek olarak 100mg testosterone enanthate icinde 72mg testosterone bulunur. Bazi durumlarda ester toplam steroid agirliginin %40‘ini tesgil edebilir ama tipik oran %15-%35 arasindadir. Asagida populer esterlestirilmis steroidlerdeki miktarlar siralanmistir.
-Trenbolone acetate 87mg
-Testosterone propionate 83mg
-Testosterone enanthate 72mg
-Testosterone cypionate 70mg
-Testosterone undecanoate 63mg
-Nandrolone phenylpropionate 67mg
-Nandrolone decanoate 64mg

Esterler bagli olduklari steroidin etkisinde hic bir degisiklik ortaya cikarmazlar. Tek etkileri steroidin dolasima salinimini yavaslatmaktir. Bazen etrafta degisik esterlerin degisik etkilerinden bahsedilir. Steroidin etkisini arttirip azalttiklari falan iddia edilir ki bu kesinlikle sacmaliktir. Enanthate cypionate’den daha guclu degildir veya sustanon mucizevi bir testosteron karisimi degildir. Kas hucreleriniz sadece serbest kalan testosteron’la etkilesime gecer ve sonucta HIC bir fark yoktur. Ileri surulen farkli kas kazanimlari, androjenik yan etkiler, su tutumu, vs sadece zamanlama meselesidir. Daha hizli salinan esterler daha cabuk estrojen artisina sebep olurlar cunku dolasimdaki testosteron miktari nispeten kisa zamanda artar.

Yine benzer bir iddia da kadinlar icin Durabolin’in Deca-Durabolin’e gore daha az yan etkili bir nor-testosteron (nandrolone) turu oldugu iddiasidir. Halbuki ikisinde de etki gosteren molekul tamamen aynidir. Tek farklari Durabolin daha
hizli hareket ettigi icin kan seviyesini kontrol etmek daha kolaydir; androjenik (kadinlarda istenmeyen) yan etkiler ortaya cikar cikmaz ilac alimi durdurulursa, kan seviyesi daha kisa zamanda duser. Yani ideal dozu kontrol etmek daha kolaydir. Bunun haricinde baska bir farklari yoktur ve Durabolin ile Deca-Durabolin’in icindeki nor-testosteron tamamen aynidir.

Gozonunde tutulmasi gereken bir baska unsur ise ester’in dolasimda hidrolize olmasina (hormondan ayrilmasi-serbest birakmasi) ragmen, bir kisminin enjeksiyon yapilan yerde hidrolize oldugudur. Bunun sonucunda enjeksiyon yapilan kasta dolasimdakinden biraz daha fazla serbest ve esterlestirilmis steroid olur. Bunun iyi tarafi enjekte edilen kastaki gelisimin biraz daha fazla olabilmesidir. Bazi vucutgelistirmeciler omuz-biceps-triceps’e dogrudan enjeksiyonla iyi sonuclar aldiklarini iddia ediyorlar. Bunun kotu tarafi ise ester’in steroidden ayrildiktan sonra enkejte edilen kasta tahrise sebep olabilmesidir. Bazen bu tahris o kadar fazla olur ki kasta siskinlik ve agri ortaya cikar, hatta bagisiklik sisteminin harekete gecmesiyle ates yukselebilir. Bu etkiler enjeksiyondan 24-72 saat sonra ortaya cikar. Ozellikle propionate ve acetate gibi kisa zincir esterlerde bu daha sIk gorulur ki bazi kullanicilarin Sustanon’dan (testosterone propionate icerdigi icin) uzak durmasina sebep olur. Decaonate ve cypionate gibi uzun zincir esterlerde tahris daha az ortaya cikar. Tahrise hassas bireyler bunlari tercih ederler.

Anabolik / Androjenik Ayrisimi

Bilim adamlari testosteron’un anabolik ve androjenik etkilerini tam olarak olmasa bile biraz ayirmayi basarabildiler. Sonuc olarak dogal testosteron’a gore daha guclu veya zayif etkili bir cok steroid ortaya cikti. Yeni gelistirilen steroidlerin anabolik/androjenik etkilerini gormek icin bilim adamlari genelde fareler uzerinde gozlemler yaptilar.

Farelerde ANDROJENIK etkinin miktarini belirlemek icin genelde kullanim sonu seminal vesikuller (semen uretimi icin gerekli bir bez) ve ventral prostat’taki (prostatin sadece farelerde gorulen bir kismi) gelisme %’si olculur. Bu iki doku verilen herhangi bir steroide farkli tepkiler gosterdigi icin ikisinin ortalama gelisimi kullanilir.
ANABOLIK etki ise genelde levator ani (cinsel organ adelesidir iskelet kasi degildir) kasindaki gelisme ile tespit edilir. Bu doku saglikli gozlem yapabilmek icin ideal bir secim degildir cunku normal iskelet kaslarindan cok daha fazla androjen reseptoru barindirir. Hatta androjenik etkilerin olcumunde gozlenilen ventral prostat’ta levator ani kasindan bile cok androjen reseptoru vardir-47- -48-.

Gozlem sonuclari bir araya getirilir ve steroid’in anabolik indeksi (anabolik gostergesi) ortaya cikar; anabolik indeksi 1‘den yuksek olan steroidler daha anabolik, 1‘den dusuk olanlar ise daha androjenik olarak tanimlanirlar. Fareler uzerinde labaratuarda gozlenen sonuclarla insanlarin gercek hayattaki gozlemleri arasinda biraz farklar olabilse de, indeks skorlari genelde kabul gorur. Asagida anabolik-androjenik ayrimini etkileyen bir kac faktor aciklaniyor.

Nandrolone ve 19-norandrogen’ler

Bu kitabin DHT ile ilgili bolumu anabolik steroid nandrolone ve onun bir cok turevlerini anlamamiza yardimci oldugu icin cok onemli. Nandrolone molekulunun testosterondan tek farki 19‘uncu konumda bir karbon atomu olmamasidir. Bu sebeple de bir diger adi 19-nor testosteron’dur. Nandrolone 3 dogal steroid (testosteron, DHT, nandrolone) icinde en yuksek anabolik indeks’e sahiptir. Androjen etkisinin az olmasinin sebebi, 5-AH enziminin yogun bulundugu (androjen etkilerin ortaya cikmasina yatkin) dokularda cok daha az etkili olan dihidro-nandrolon’a donusmesidir. Dihidro-nandrolon DHT’ye gore cok daha etkisiz oldugu icin de bu dokulardaki androjen tepkisi cok daha az gorulur. 5-AR enzimi testosteron’u (molekuldeki c4-5 cift bagi ortadan kaldirip DHT’ye donusturerek) cok daha etkin hale getirirken, nandrolonu cok daha etkisiz hale getirir. Anabolik etkileri hedefleyip androjenik etkileri azaltmak konusunda nandrolone cok kullanislidir. Bu ozellik nandrolondan turetilen cok sayidaki sentetik steroidde de gorulur.

5-AR’ye tepki vermeyen (DHT’ye donusmeyen) Steroidler

Bazi diger “az yan etkili” Primobolan ve Winstrol gibi anabolik steroidler ise nandrolone turevleri degildir. Bunlar DHT turevleri olduklari icin 5-AR enzimiyle etkilesime girmezler. Yani, androjen etki gosteren (ve 5-AR’in yogun oldugu) dokularda gucleri ne artar ne de azalir. Anabolik ve androjenik dokulardaki etkileri cok daha dengelidir ve testosterona gore daha az androjenik etkileri olur. Bu sebeple bu steroidler anabolik olarak siniflandirilirlar. Androjenik yan etkiler konusunda diger bir cok steroidden daha zayiftirlar. Ama yine de en az androjenik etkili steroidler nandrolon (ve turevleri) dur. Ozellikle kadinlar icin bu onemli bir bilgidir. Anavar, Primobolan ve Winstrol’un kadinlar icin daha az riskli oldugu tavsiyesini verenler var ama bu steroidler kadinlarda istenmeyen ve kalici yan etkiler birakabilirler.

3-alfa Hydroxysteroid Dehydrogenase (3a-HSD)

Bir diger onemli enzim de 3a-HSD dir. Bu enzim bazi steroidlerin anabolik etkisini azaltabilir. Androjen reseptorune baglanmaya cok yatkin olan bazi steroidlerin fazla kas artisina sebep olmamasinin en onemli nedeni 3a-HSD’dir. DHT bunun en net ornegidir. Vucudumuzdaki bazi dokularda Testosteron DHT’ye donusur (5-AR enzimiyle “redukte” olur) ve boylece o dokulardaki etkisi artar (DHT androjen reseptorune Testosterondan 3-4 defa daha etkili olarak baglanir). Deri, sac, prostat dokularinda bu bahsedilen DHT etkisi gorulur. Ama bu asiri uyarinin gerekli olmadigi dokularda DHT aktif olmayan veya degisik etkileri olan baska molekullere (ozellikle Androstanediol’e) indirgenir. Bu donusum DHT androjen reseptorune baglanmadan once meydana gelir. Bunu hayata geciren 3a-HSD enzimidir. 3a-HSD bir cok dokuda ve ozellikle de cizgili kaslarda yuksek miktarda bulunur. DHT, 3a-HSD ile etkilesime gecmeye diger steroidlerden (c4-5 cift bagi bulunan steroidlerden, mesela testosterondan) cok daha fazla yatkindir (49). Bu sebeple de DHT oldukca zayif anabolik etki gosterir. Eger DHT androjen reseptorune baglanmadan once 3a-HSD ile etkilesime gecmese en guclu kas gelistirici steroid olurdu ama bu mumkun olmadigi icin enjekte edilen DHT (artik uretilmiyor) kutle artisi amaclayan sporcular arasinda populer olmamistir. Ayni problem populer oral steroid Proviron’da da vardir (DHT’nin oral hali; 1-metil dihidrotestosteron).

Anabolikler ve Etki Miktarlari

Herhangi bir steroid androjenik etkilerden cok kas gelisimini tetikliyorsa ona “anabolik” diyoruz. Ama bu terim cok net degil cunku anabolik ve androjenik etkiler ayni reseptorle hayata gecerler. Anabolik etkinin ortaya cikmasi icin kas dokularindaki reseptorlere ilave olarak merkezi sinir sistemindeki androjen reseptorlerinin de uyarilmasi gerekir.

Genelde bir steroidin androjenik etkisi dusukse anabolik etkisi de dusuktur. Androjenik steroidler androjen reseptorune daha iyi baglanirlar ve kas gelistirmek icin anabolik steroidlere gore cok daha verimlidirler. Anabolik steroidlerin butun dokularda reseptore baglanma egilimi nispeten azdir. Hatta, yillardir bir cok turevi uretilmesine ragmen temel androjen testosteron hala en etkili kutle arttirici steroid olarak kabul edilir. Maalesef kullanici daha fazla yan etkilere gogus germek zorunda kalir. Yan etkileri azaltmak isteyenler anaboliklere yonelip daha az verim karsiliginda daha rahat bir kur yapabilirler.
Bu hayatta ne sen ne ben ne de bir başkası.Kimse hayat kadar sert darbe vuramaz.Ne kadar darbe yediğiniz değil darbeler karşısında ne kadar ayakta kalıp ilerleyebildiğiniz önemlidir!!!
Kullanıcı avatarı
BoneCrusher
Yeni Üye
 
Mesajlar: 66
Kayıt: Pzr Ağu 19, 2012 5:31 pm
Konum: İstanbul/Kadıköy
Ettiği teşekkür: 14
Aldığı teşekkür: 27

Dön Anabolik Steroidler

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 17 misafir